HAZRETİ MUHAMMED (SAV)



 HAZRETİ MUHAMMED (SAV)İN ŞEFAATİ
 


وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ


(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

Enbiya suresi/107



إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّو

عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Allah(cc) ve melekleri Peygambere çokça salat ederler. Ey mü'minler! Siz de O'na çokça salat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.

Ahzab suresi/56




Kim İslam'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır

Al'i imran suresi / 85


Hamd alemleri yaratan yaşatan koruyan rızıklandıran AllAH(CC) a Selam onun son peygamberi ve alemlere rahmet olarak gönderdiği habibi resulu MUHAMMED (SAV) Ve tüm peygamberlerine ve onların al ve ashabına ve Allah(cc) ın tek ilah olduğuna ve Hz MUHAMMED(sav) in onun kulu ve son peygamberi olduğuna inanaların üzerine olsun.
Enbiya suresinin 107. ayetinde Allah(cc)Şöyle buyurmuş


Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.

Alemler denildiğinde ise Allah(cc) yaratmış olduğu herşeyi kapsar ki ta zülcelalin yarattığı ilkden kıyamette ki sona kadar ne varsa hepsi her şey bu alemin içindedir.

Ve bütün bu alemlerede Rahmet: merhamet edİci merhamet eden şefaat eden Şefaatçı ŞEFAATÇİ olarakda son peygamberi olan Hz.MUHAMMED(SAV) göndermiştir
.
İsra suresinin79.ayetindede şöyle buyurmuş dur

وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّك

عَسَى أَن يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَّحْمُودًا
Gecenin bir vaktinde kalk sana mahsus nafile ibadet olmak üzere,Teheccüd namazı kıl.
Rabbinin seni (şefaat makamına,) Makam-ı mahmuda göndermesi kesindir.
Bu ayeti kerimeylede son peygambere şefaat makamı verdiğini bildirmiştir
Evet bu ayeti kerimelerden anlamamız gereken şudurki Yüce mevlamızın yarattığı ne varsa. son peygamberi onların hepsine rahmet ve şefatçıolarak yaratmıştır
Ta ki insanlardan önce yaratılmış olan melakut alemi:melekler. sufli alem: cinler alemi ve insanlar alemi hepsine rahmet
ve şefaatçı olarak son peygamberini gönderdiğini Adem(as)dan son insana kadar hepsi bu rahmetin içinde

مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ

وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resülü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Ahzab suresi/40
Bir dinin ilahi ve gerçek olmasının ana şartı: tek. bölünmez parçalanmaz doğmayan.doğurmayan
oğlu kızı olmayan Her şeyi yoktan var eden tekolan ortaksız yardımcısız sonsuz diri, sonsuz güçlü bir ilahı kabul etmektir.
Bundan sonrada gönderdiği bütün Peygamberlere ve kitaplara inanmaktır.İslam dininin ve bütün
ilahi dinlerin temelide budur.Gerçekten aklı olan insanında inanacağı inanabileceği ilah böyle ol-
malıdır.Ancak insanların kini inadı gururu ve şahsi çıkarları hakimiyet duyguları yüzünden herdev
irde insanlar Allah(cc)ın gönderdiği peygamberlerden daha fazla, kendilerini kandıranlara uymuşlar
ve ebedi hayatlarını tehlikeye atmışlardır

peygamberlerden çok. peygamberler adına insanları kendi çıkarları için kandıranların söyledikleri
ne göre ilahı ve emirlerini kabullenmişlerdir.
Kendi menfaatleri uğruna insanları kandıranları ise Allah(cc) kur-anda açıkça bildiriyor.ve onlara
lanet ediyor çünki inanç iman çok hayati hatta en hayati konudur ki insanın ebedi hayatını ilgilendirmektedir.
ALLH(CC)kıyametten önce insanlara son peygamberini ve son kitabını göndererek merhamet
etmiştir.
Çünki o son peygambere öyle meziyyetler vermişki herkese merhamet eden ve acıyan yardım

dan kaçınmayan çok büyük şefkat ve merhamet sahibidir

لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ

عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Andolsunki size içinizden öyle bir peygamber geldiki gayet izzetsahibidir.Sıkıntıya düş
meniz ona çok ağır gelir.Üstünüze hırsla titrer,Mü-minlere gayet merhametli ve şefkatlidir.
TEVBE suresi/128
Şimdide şefaat,merhamet ve rahmetle ilgili olarak yüce peygamberimizin(sav)in bir hadisini
yazıyoruz.

Ebu hüreyre (ra)den şöyle rivayet olunmuştur:

Bir kere Rasulullah(sav)in sofrasına et yemeği getirildi ve kol tarafından bir parça ayrılıp önüne konuldu.Çünkü Rasulullah etin bu kısmını severdi.Ondan ön dişleriyle bir lokma kopardı.Sonra şöyle hikaye etti:
Ben kıyamet gününde bütün insanların ulusuyum.Bu neden bilir misiniz?diyerek
şöyle izah eyledi
(etti)i:Dünyada önce ve sonra gelmiş, geçmiş ne kadar insanlar varsa bunların hepsini Allahu Teala(cc)kıyamet gününde düz ve geniş bir sahada toplıyacaktır.
Öyle düz ve geniş meydan ki orada bir çağırıcı seslenince sesini herkese duyurabilecek ve bakan bir kişinin gözü mahşer
halkını bir bakışta görebilecek.(Dağ tepe gibi görmeye,işitmeye bir mani bulunmayacak.)Birde güneş bütün hararetiyle)yaklaşacak.Artık insanların gamı, meşakkati dayanılmaz ve tahammül olunmaz bir dereceye varacak.Bu sırada nas birbirine:Size erişen şu faciayı görüyor musunuz?diyecekler.Bunun üzerine mahşer halkının bazısı bazısına:Haydi Adem(as)e gidiniz, deyip mahşer halkı Adem(as)a gelerek:
Ey insan nev'inin(insanların) babası Allahu Teala(cc)seni yed-i kudretiyle yarattı ve sana kendi ruhundan hayat verdi.Sonra meleklere emredip onlar da sana secde ettiler.
Rabb-ine
hakkımızda şefaat dile.Ey atamız, içinde bulunduğumuz şu müşkül vaziyeti görmüyor musun?Başımıza gelen şu musibeti bilmiyor musun?diyecekler
.
Adem(as)da:
Rabbim bugün celallidir.O derecede ki, ne bundan önce böyle bir gazap etmiştir, ne de bundan sonra bu türlü gazap eder.Hem Cenab-ı Hak beni Cennet meyvasından birini yemekten nehyetmiş iken ben asi olup yemiştim.(size şefaat edemem,şimdi ben kendimidüşünüyorum

Vay nefsim, nefsim nefsim!.Siz benden başka bir şefaatçi bulunuz:Nuh(as)a gidiniz, diyecek.Onlarda Nuh(as)a varacaklar ve :
Ey Nuh(as) sen yeryüzünde Allah(cc)tan başka şeye tapan insanlara risalet vazifesiyle gönderilen peygamberlerin hiç şüphesiz birincisisin.Allah sana (Kur-an)da Çok şükreden kul adını verdi.Lütfen hakkımızda Rabb-ine şefaat eyle.Ne acıklı vaziyette olduğumuzu görmüyor musun, diyecekler.
Nuh(as)da:
Aziz ve Celil olan Rabb-im bugün celallidir.Bir derecede ki,Allahu Teala(cc) ne şimdiye kadar böyle gazablanmıştır,nede bundan sonra gazablanır.Benim de bir dua endişem var:Vaktiyle kavminin helaki için dua etmiştim.(Bu cihetle kendimi düşünüyorum):Vay nefsim,nefsim,nefsim!
Şimdi siz başka bir şefaatçi arayınız,İbrahim(as)e gidiniz,diyecek.Onlar da İbrahim(as)a varıp:
Ey İbrahim,sen yeryüzündeki insanlardan Allah(cc)ın peygamberi ve Allah(cc)ın dostu bir zatsın.Rabb-in Teala-ya hakkımızda şefaat etsen.Şu acıklı halimizi görmüyor musun?diycekler.
İbrahim peygamber(as) de onlara:
Bu gün Rabb-imin celal sıfatı tecelli etmiştir.Hem bir derecede ki, ne bundan evvel böyle gazap etmiştir:nede bundan sonra.Ben (li-maslahatin)(husus)üç kere yalan söylemiştim(şimdi kendimi düşünüyorum):Vay nefsim,nefsim nefsim!Artık siz başka bir şefaatçi arayınız,Musa(as)ya gidiniz
diyecektir.Onlarda Musa (as)a varıp:
Ey Musa, sen Allah(cc)ın peygamberisin.Allah(cc)risaleti ile ve kelamı ile seni insanlar üzerine faziletli kıldı.Rabb-in Teala-ya hakkımızda şefaat et.Görüyorsun ne kadar ızdırap içindeyiz, diyecekler.Musa Peygamberde(as) onlara:
Rabb-im bugün celal sıfatı ile tecelli etti.Hem bir halde ki ne şimdiye kadar bu derece gazabı görülmüş nede bundan sonra görülecektir.Ben ise helakine me-\'mur olmadığım halde bir adam öldürdüm(Şimdi ben nefsimi düşünüyorum):Ah nefsimnefsim,nefsim!Siz şimdi başka bir şefaatçi
arayınız.İsa(as)a gidiniz diyecek.Onlarda İsa(as)a gidip:
Ey İsa(as)!Sen Allah(cc)ın Resulüsün ve Allah(cc) tarafından Meryem-e konulan bir mucize ve tekrim(yüceltilmiş) kılınan bir ruhsun ki sen beşikte bir sabi iken nasa söyledin.Rabb-ine
hakkımızda şefaat et,bak,gör,ne ızdırap içindeyiz,diyecekler.İsa Peygamber(as)de onlara:
Rabb!im bugün celal sıfatiyle tecelli etmiştir.Hem bir derece de ki, ne bundan evvel görülmüştür, ne de bundan sonra böyle bir celal ve gazabı görülecektir, diyecek ve hiç bir günah zikretmeyecek.Ah nefsim,nefsim,nefsim! diye endişesini ızhar ederek:Benden başka bir
şefaatçi bulunuz,Muhammed(sav)e gelerek:
Ya Muhammed(sav),sen Allah(cc)ın peygamberisin,ve nebiler hatimisin(sonuncusu)sun,Allah(cc) geçmişte ve gelecekte vukuu farzolunan bütün günahlarını mağfiret etmiştir.Rabb-in Teala-ya hakkımızda şefaat et,görüyorsun ki ne elem ve ızdırap içindeyiz,diyecekler.
Bunun üzerine ben hemen gidip Arş-ı Rahman-ın altına varacağım ve Aziz ve Celil olan Rabbime secdeye kapanacağım.Sonra secdemde Allah(cc)bana kendisine olunacak en güzel hamd ü senadan öyle bir mefhum feth(anlaşılır) ve ilham edecektir ki, şimdiye kadar onu benden önce hiçbir peygambere feth(açmamış) ve ilham etmemiştir.Ben mülhem olduğum surette Allah(cc)a hamdü senadan sonra Allah(cc)tarafından:
Ya Muhammed,(sav) başını kaldır,iste.Dilediğin verilecektir, şefaat eyle.Şefaatin kabul edilecektir,buyurulur.Ben secdeden başımı kaldırıp:
Ya Rab,ümmetim! Ya Rab, ümmetim! Ya Rab, ümmetim!diye ümmetim hakkında şefaat edeceğim.Bunun üzerine:
Ya Muhammed(sav) ümmetinden hesap ve suale lüzumu olmayanları cennet kapılarından sağ kapıdan cennet-e koy.Onlarda cennet-in bundan başka öbür kapılarından da nas ile ortaktırlar,buyurulacaktır.Sonra Rasulullah(sav)
Hayatım yed-i kudretinde olan Allahu Teala-ya(cc) yemin ederim ki: Cennet-in kapı kanatlarından iki kanadın arası Mekke ile Himyer, yahut Mekke ile Busra arası kadar geniştir.
Sahihi buhari.Tec.Ser.Tercemesi/1711

Alemlere rahmet ve şefaatçi olarak gönderilmiş yüce peygamber efendimizden, şefaat için dua etmemiz gerekir iken sanki onun fazilet ve dercesinde eksiklikler varmış gibi onların tamamlanması için her ezan sonunda ona dua ediyorsunuz.Şüpheniz mi var, ki
şefaat istemek yerine ona dua ediyorsunuz?

Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği(idrak edemezler) anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir!


Araf suresi/179

 وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى

esrari /06/06/2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.